| ada leyleg (S) |
Uzun bacaklı kimse. |
| ağzını eymeg (D) |
Taklit etmek. |
| ağzıni gözüni oynatmaħ (D) |
Oyalamak. |
| andavalli (S) |
Aptal, geri zekâlı. |
| anorda (İ) |
Orada. |
| baħāsan (İ) |
Acaba. |
| bedıra (İ) |
Su kovası. |
| beş beş olmaħ (D) |
Zevkten dört köşe olmak, sevinmek. |
| beşşik (İ) |
Sığırların alınlarında bulunan beyazlık. |
| beyozur etmaħ (D) |
İllallah ettirmek, bıktırmak. |
| bıjġır- |
Ekşimek. |
| bücelek (İ) |
Büyük karasinek. |
| cılħ olmaħ (D) |
Bozulmak, sulanmak. |
| cınġır göz (S) |
Mavi göz. |
| cırcıvıħ sırsıvıħ olmaħ (D) |
Bozulmak, özelliğini kaybetmek. |
| cibo (S) |
Küçük, sevimli. |
| cilek soğan (İ) |
Taze soğana verilen ad. |
| cul (SYK) |
Küçük abdest. |
| çarşāğası (İ) |
Zabıta. |
| çat- |
Sataşmak. |
| çıltik (S) |
Çok gezen hafif kadın. |
| çini göz (S) |
Mavi göz. |
| dana doluħ (İK) |
Çoluk çocuk. |
| dandik (S) |
Eğreti. |
| danfo (S) |
Aptal. |
| daspār (İ) |
Tandır üstüne örtülen örtü. |
| dasso (S) |
Yaşlı kabadayı. |
| dek (İ) |
Bahane. |
| deli tavuħ gibi dolanmaħ (D) |
Şaşkın ve telaşlı bir halde dönüp durmak. |
| denlen- |
Ufaktan atıştırmak. |
| dırçikle- |
Birden harekete geçmek. |
| dildibegi (S) |
Çok konuşan, çokbilmiş. |
| ecik cücük (İK) |
Büyüklü küçüklü tüm aile. |
| elem eşgere (K.İ) |
Her şey ortada. |
| eli pancar doğramaħ (D) |
Her zaman kolaylıkla yaptığı işi o an yapamamak. |
| emlini almaħ (D) |
Bir işin kolayını almak. |
| endeze (S) |
Ağır iş gören. |
| eşhet (S) |
Çok yaramaz çocuk. |
| eşo (S) |
Perişan erkek. |
| evden uşaħlar (K.İ) |
Erkekler arasında eşten bahsederken kullanılan ifade. |
| eyroz (S) |
Eğri bacaklı kimse. |
| fesrengi (S) |
Bordo rengi. |
| fıħırım (S) |
Çok sıcak, kaynar su. |
| fısirik (S) |
Yazın yağan dolu. |
| fıstikle- |
Sinirlenince birden sinirlenen kişi. |
| filtikoz (S) |
Sosyeteye özenmiş, yapmacık davranan. |
| gaķgulāħ (S) |
Küçük, dik kulaklı insanlara verilen ad. |
| ġara mekir (S) |
Çok esmer. |
| gece meħeli (İ) |
Gece vakti. |
| geven baş (S) |
Saçları dağınık, birbirine dolaşmış halde olan kimse. |
| ġıdır ġıdır olmaħ (D) |
İçten içe kendini yemek. |
| ġıdime (SYK) |
Çocuk dilinde koyun-kuzu. |
| ġıjjik (İ) |
Kaygan zemin. |
| ġıjjik çalmaħ (D) |
Kaymak. |
| ġıkġıla- |
Kıkır kıkır gülmek. |
| ġıliķo (İ) |
Bulgurdan yapılan bir yemek. |
| ġımıl (S) |
Bir iş üzerinde çalışana engel olan kişi. |
| ġıncımış (S) |
Birbirine girmiş saç. |
| ġıncıt- |
Saç, ip gibi şeyleri birbirine geçirmek, dolaştırmak. |
| ġındillik (S) |
Çocukların çevirdiği çember. |
| ġınġa (İ) |
Takla. |
| ġınġa dönmaħ (D) |
Takla atmak. |
| ġırbaş (S) |
Az saçlı. |
| ġoġor (İ) |
Kir. |
| ġort (İ) |
Küçük tepecik. |
| ġoruħçi (İ) |
Kır bekçisi. |
| ġöresiye (K.İ ) |
Dediklerine göre. |
| ġuşeymegi (İ) |
Kuşekmeği, ebegümeci olarak bilinen bitki. |
| ġuzul- |
Çömelmek, sinmek. |
| gümrāh (S) |
Gelişmiş, besili. |
| ħefi (İ) |
Korku. |
| ħefi bas- (D) |
İçi korkuyla kaplanmak. |
| ħeflen- |
Kuşku duymak. |
| hekat uşaği (K.İ) |
Büyüme hızı birden artan bebekler için kullanılır. |
| ħemeccik (İ) |
Oyuncak bebek. |
| ĥers (İ) |
Sinir. |
| herşi perş olmaħ (D) |
Alt üst olmak, yorulmak, bitkin düşmek. |
| herze (K.İ) |
‘Naneyi yedin!’ anlamında kullanılan ifade. |
| hesso (D) |
Kendine güvenen, kabadayı. |
| ħınc-ı ħamur etmek (D) |
Ezmek, şeklinden çıkarmak. |
| ħırambakeşen etmek (D) |
Sürüklemek. |
| ħızzek (İ) |
Kızak. |
| ħolla- |
Atmak, fırlatmak. |
| ħores (İ) |
Kavrulmuş un. |
| ıssi (S) |
Sıcak. |
| ķınimıni (K.İ) |
Başkasına belli etmeden iki kişinin kendi arasında anlaşması. |
| ķıpik (S-İ) |
Çok az miktar. |
| ķırman dönmaħ (D) |
Tedirgin ya da çaresiz halde dönüp durmak. |
| ķıstik (İ) |
İzmarit. |
| ķızzırik kesilmek (D) |
Soğuktan kıpkırmızı kesilmek. |
| ķop et- |
Gizlice birikim yapmak, para biriktirmek. |
| ķor ibik (S) |
Göz önünde olan bir şeyi görmeyen için kullanılır. |
| ķotto (S) |
Kısa ve şişman kimse. |
| ķottoç (S) |
Kök, uç. |
| köstek (İ) |
Gümüş zincir. |
| künk (İ) |
Pişmiş topraktan yapılmış su borusu. |
| lalanga (İ) |
Yağda kızarmış hamurdan yapılan tatlı. |
| lebbiz (S) |
Dümdüz, yassı. |
| lelevüt (S) |
Bitkin. |
| mablāħ (İ) |
Çay kaşığı. |
| malameyt (S) |
Yorgun. |
| mantıs (İ) |
Mangal türü bir ocak. |
| mezmendek (İ) |
Perişan. |
| mıllıħçi (S) |
Kendi menfaati için birinin gözüne girmeye çalışan kişi. |
| mıllik (İ) |
Lades, bahis. |
| mınıħ (S) |
Ufak, sevimli. |
| moso (S) |
Asık yüz. |
| mososunu asmaħ (D) |
Yüzünü asmak. |
| mülevez (S) |
Perişan. |
| nāara (İ) |
Sarhoş bağırması. |
| naħırkeş (İ) |
Sığırların dağılma ve toplanma yeri. |
| nemķor (S) |
Nankör. |
| nişadır sürülmüş gibi ġaçmaħ (D) |
Acıyla ve korkuyla kaçan kişi için kullanılır. |
| oğul uşaħ (İK) |
Ailece, hep beraber. |
| öli yiyen (S) |
Başkalarının sırtından geçinen kişi. |
| papara (İ) |
Yufka ekmeğin üzerine şeker ve yağ dökülerek yapılan |
| persin (S) |
Hayvandan türemiş. |
| petan (S) |
İri yarı, şekilsiz kadın. |
| potdig (S) |
Kısa ve şişman. |
| pürçükli (İ) |
Havuç. |
| rıķķıni satmaħ (D) |
Biriyle uğraşmak, rahatsız etmek. |
| saġġal delisi (S) |
Sevimsiz, ihtiyar adam. |
| seyir (İ) |
Piknik. |
| sıvırcıħ (İ) |
Serçe. |
| su iti gibi ıslanmaħ (D) |
Gereksiz yere yağmurda ıslanan biri için kullanılan kinafe ifade. |
| sulħa (S) |
Boş iş. |
| şerefe (İ) |
Bayram arifesinden önceki gün. |
| şıħ şıħ (SYK) |
Bebek oyuncağı, çıngırak. |
| şırik aħıtmaħ (D) |
Ağlamak. |
| şırikli (İ) |
Sulugöz. |
| taġġıç (İ) |
Alnın tam ortası. |
| talaşıma (K.İ) |
‘Umurumda değil’ anlamında bir kullanım. |
| tegge (İ) |
Namazda erkeklerin örttüğü başlık, takke. |
| tehmis (İ) |
Öğütülmüş kahve satılan yer. |
| tel tencik (İK) |
İğne-iplik, dikiş malzemeleri. |
| tellelem teşt olmaħ (D) |
Rezil olmak, ifşa olmak. |
| tello (S) |
Aklı bir karış havada olan. |
| teymik (İ) |
Tekme. |
| tıllik (S) |
Dili peltek olan. |
| tısıħ (S) |
Çok zayıf, güçsüz kişi. |
| tıssik (İ) |
Tütün, duman kokusu. |
| tısüvez (İ) |
Zeytine benzer bir meyve. |
| tiķķoz (S) |
Mağrur, kibirli kimse. |
| toprağa haber götürmesin (K.İ) |
Ölmüş birinin ardından konuşulurken söylenen söz. |
| totoħ (İ) |
Ayak, ayak tabanının arkası. |
| tuluħ (S) |
Şişman kimse. |
| türidi (S) |
Kılık kıyafeti düzgün olmayan erkek. |
| tüt- |
Alaycı ifade ile bir şeyin güzel olduğunu söylemek. |
| ügüd- |
Gizlice atıştırmak. |
| vurucun vura (K.İ) |
Bir beddua. |
| yaniġara (K.İ) |
Küçük kız çocuklarını severken kullanılan ifade. |
| yengül (S) |
Hafif |
| zantır (S) |
İri yapılı. |
| zırınci (S) |
Sonuncu. |
| zoppo (S) |
İri yarı, sevimsiz. |